GÜNLÜĞÜMDEN: Havadan Sudan Muhabbetler ve GRİ KENT OLMAK

Mesela daha bir romantik olunur yağmurlu havalarda, sevdiğini yanında istersin ve onu sanki her zamankinden biraz daha çabuk özleyerek duygusallığına duygusallık katarsın vesselam...Çayın, kahvenin tadı da her zamankinden çok içinizi ısıtır ve elbet yağmurun sesi en güzel sessizliklerden biridir...
Şu sıralarda İzmir, epeyce bir aradan sonra bulutların gökyüzüne adeta pelesenk olmasıyla gölgelendi, grileşti...Bugün yine hava kapalı ve yağışlıydı ama yağmurlu havalarda da yapılabilecek şeyler düşünüldüğünde aslında pek de bir iç karartıcı yanı yoktu bu GRİ KENTLEŞMENİN :)


Ama tüm bunların yanında, içinizdeki merhameti bir nebze de olsun uyandırır yağmurlu havalar; yağmurda sırılsıklam kalan bir sokak köpeğine üzülürsünüz elbet ama öte yandan da yere düşen bir tohumun ilk can suyunu almasına sevinirsiniz...

Dedim ya; bugün İzmir yağmurluydu ve ben bunları düşündüm işte, bir de sözlümü daha da özlemeye bahane türeterek; gri bir kentin hüzünlü atmosferinden kendime pay biçtim...

GÜNÜN ŞİKAYETİ: Ay bunu yazmazsam yumurtadan çıkan civciv gibi çatlarım...İş çıkışı metroya bindim, e akabinde otobüse de binmem gerekliliğinden; indim ve otobüs durağına yollandım :) Durakta varsan baksan 10 kişi var, hava yağışlı..E aklı selim kişi olduğumdan, bir güzel durağa sığındım.Sonuç; 10.-15. sıralarda otobüse binmek için hamle yapmama kalmadan olanlar oldu ve yaşı hayli kemaline ermiş, hallice de pek normal olmadığına kanaat getirdiğim Bey Amca'mız başlamaz mı homurdanmaya...''En son geldin sen, en arkaya geç!'' 

Bir insanın o an ne söylemesi gerekiyorsa fazlasıyla cevaben; zat-ı muhterem Bey Amca'mızı bir güzel paylayarak söyledim, vicdanım rahat...Her ne kadar tartışma süresince diğer yolcuların da holiganlık derecesinde taraftar desteğini almış olsam da; anneannemin bir lafı vardır hiç unutmam:

 ''CAHİLİN EÇHELİNE MERAM ANLATILMAZ!'' Uzun lafın kısası bugün de nefesi boşa tükettik :) 


0 Yorum